Bu Blogda Ara

24 Temmuz 2013 Çarşamba

AKP'nin Alevi Açılımı'nın yönü 'Hacıbektaş'ı gösteriyor...

[İsmail Engin] - 19 aralık 2007 günü yaptığım bir açıklama ile "temmuz 2007 tarihinden itibaren sağlık sorunlarımdan dolayı 'dondurduğum' Alevilik çalışmalarını - internet bağlamında - bugünden itibaren tamamiyle bırakıyorum" demiştim. O andan itibaren, üzüntülerini ve geçmiş olsun dileklerini bildiren çok sayıda dostum gerek e-postayla gerek telefonla irtibata geçti. Dostlarım, sağlık sorunlarımın giderilmesinin ardından kararımı gözden geçirmemi ve yeniden bu tür çalışmaların içinde yer almamı diliyordu. Kuşkusuz, kararımın kati olduğunu onlar da biliyordu...

Nasıl olduysa, geçtiğimiz ayın son çeyreğinde yayınlanacak haftalık "Yeni Aktuel" dergisinin hazırladığı ve AKP'nin "Alevilik Açılımı"nı konu edinen bir dosya için dergi muhabirlerinden Gökçen Beyinli Dinç bir e-posta ile ulaştı. Ve konu üzerine görüş beyan etmemi rica etti. 2 yılı aşkın bir süredir "Alevilik" ve "Aleviler" konusunda yazılı ve görsel medyadan gelen tüm istekleri "Ahmet Hezarfen ve Şevki Koca"nın ölümlerinin ardından bir özel tv'de yapılan telefonla katıldığım program dışında geri çevirmiştim.

Gökçen hanımın ricasına, internet ortamı dışında olması nedeniyle, bir süre düşündükten sonra "evet" dedim. Görüşlerimi beyan ettim ve derginin ilgili sayısında, uygun görülen şekilde yayınlandı.

AKP'nin 'Alevi Açılımı'

Gökçen hanımın sorularına karşı, Aleviler arasında halen kimlik tartışmaları yaşandığına dikkat çekmiş ve özetle şunları kaydetmiştim:
"Ve Aleviler arasında farklılaşmaya doğru giden ve derinleşen kimlik tartışmalarının yaşandığını belirtmek istiyorum. Kimlik tartışmalarının ideolojik ve dinî boyutları olduğunu ifade etmeliyim. Tartışmalar, ilginçtir 21. yüzyılda ideolojik anlamda, 20. yüzyılın ikinci yarısının Türkiyesi'ndeki sağ-sol bölünmesinin veya bölünmüşlüğünden nasibini alıyor ve aynı düzlemde devam ettiriliyor. Dinî anlamda da 16. yüzyılı anımsatan söylemler kullanılıyor: 16. yüzyılda merkezi otoriteye ait ve Alevileri içeren söylemler, bugün Alevi adını taşıyan kimi kurumlar tarafından, 'Alevilik İslam dışıdır' diye Alevilik adına dile getiriliyor. Üstelik Alevi dedeleri bu tür kurumların kimi etkin ve yetkin yöneticileri tarafından 'ruhban sınıfı' diye nitelenirken, şimdi aynı kurumların aynı yöneticileri Alevi dedelerine dayanarak 'modern-fetva'lar, hem de siyasi içerikli dinî fetvalar veriyorlar. Ve onlar kendilerini 'laik' olarak ifade ediyorlar.
Kuşkusuz, AKP Aleviler arasındaki bu tartışmaları ve bölünmüşlüğü iyi okudu. 2. dönem iktidarı esnasında kamuoyunda "AKP'nin Alevi Açılımı" diye lanse edilen husus tartışılmaya başlandı.
Önce şunu belirlemek gerekiyor: Halihazırdaki Başbakanın Aleviler açısından iki noktada önemli vukuatı var. İlki Karacaahmet Dergâhı'nı içeriyor. İkincisi de bir o kadar vahim bir söylemi: Aleviler, Başbakanın bir özel sohbet esnasında 'ben Alevilerin Başbakanı değilim' dediğini düşünüyorlar, ki halen bu olaya yönelik bir yalanlama gelmiş değil. Bu anlamda Erdoğan Hükümeti'ni güvenilir bulmuyorlar. Bir de daha önemlisi, hayat tarzlarına müdahale edileceğini veya edildiğini düşünüyorlar. Burada hemen bir saptama yapalım: Aleviler Erdoğan Hükümeti'nden de sadece 'yasaların veya yasal mevzuatın ayrımsız uygulanmasını' talep ediyorlar, ki bugüne kadar bu konuda bir yol kat edilmiş değil.
Ana hedeflerden biri yerel seçimlerde Hacıbektaş Belediye Başkanlığı
Erdoğan ve danışmanları, kanaatimce ustalıkla hazırlanmış siyasi bir manevra ile öncelikle AB İlerleme Raporları'nda uzunca bir süreden beri yer alan eleştirileri bertaraf etmek istiyor. Ardından da doğal olarak homojen bir yapıya sahip olmayan Aleviler arasındaki bölünmüşlüğün daha da derinleşeceğini hesaplıyor. Böylece etkisizleşeceklerini düşünüyor. Daha da önemlisi, Erdoğan muhtemelen önümüzdeki yerel seçimlerde Hacıbektaş Belediye Başkanlığı'nın kendi partisine geçmesini hesaplıyor. 'AKP'nin Alevi Açılımı'nda tartışılan hususlar, ana hatlarıyla 'Alevi kurumlarının' dile getirdiği söylemler paketinden seçilmiş. Böylece 'Alevi kurumları' da hükümet karşısında söylemsiz kalıyor. Etkisizleştirilerek pasifize ediliyor. Bu siyasette AKP ve Hükümet AB'ye de konuyla ilgili İlerleme Raporları'nda dile getirilen hususların önündeki en büyük engel Alevi kurumları diyebilir... Yine belirtelim çözüm bekleyen ve talep edilen sorunların hemen çözülmesini beklemek saflıktan başka birşey değil. Bu orta ve uzun vadeli bir süreç ve birçok etken içiçe..."
İlgili haber için, Gökçen hanıma son olarak şunu da söylemiştim:
"AKP'nin Alevi Açılımı, Aleviler içerisinde yeni bir tartışamayı başlatacak gibi görünüyor: 'Değerler tartışması'nı. Bu, günümüzde yaşanan tartışmalardan daha da sancılı geçebilir. Kırılma noktalarını keskinleştirebilir."
Bu görüşlerimi halen muhafaza etmekle birlikte, internet alanında dile getirmek ve istemiyordum. Lâkin, Hacıbektaş İlçesi ve buradaki kimi sivil toplum örgütleriyle Belediye Başkanı'nı konu edinen tartışmaları uzunca bir süredir üzülerek izliyorum. Son günlerde nahoş tartışmalar yine alevlenince bir noktaya dikkat çekmek istedim.

Özetle tekrar vurgulayım: AKP'nin halen "açılamayan" "Alevi Açılımı"ndaki temel hedeflerinden "birinin de" önümüzdeki yerel seçimlerde Hacıbektaş Belediye Başkanlığı olduğunu düşünüyorum.
AKP'nin önümüzdeki yerel seçimlerde bilhassa Ankara'da Çankaya İlçesi Belediye Başkanlığı'na, İzmir ve Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanlıklarına talip olduğunu biliyoruz. "Alevi Açılımı"nda yapılan hamleyle, bu tabloya Hacıbektaş'ın eklendiğini de bir kez daha ifade etmekte yarar görüyorum.

Hacıbektaş odaklı tartışmaların bitirilmesinde yarar var

Hacıbektaş İlçesi'nin Alevilerin önemli kesimi açısından sembolik bir niteliğe haiz olduğunu vurguladıktan sonra, ilgili tarafların bu tartışmaları bitirmelerinin Aleviler açısından yararlı olacağına dikkat çekmek gerekiyor. Taraflar bununla kalmamalı, yerel seçimler için şimdiden stratejilerini belirlemeli.

Alevi örgütleri güçsüz!

Alevi "örgütleri", daha önce çeşitli vesilelerle dile getirilen kimi uyarıları dinlemediler:

a) "Alevilik" tartışmasını başlattılar.

b) "Siyasete müdahil olmaya" kalktılar.

Sonuçlar ortada: Kendi başlattıkları Alevilik tartışmaları, "Alevileri" ikiye ayırdı ve aralarında fay hattı oluşturdu. Bu durum, Alevileri kendi içlerinde ayrışmaya ve farklılaşmaya yöneltti. Siyasete müdahil olmaya kalktılar, siyasetin kendilerine bir şekilde ve bir noktada müdahale edeceğini göremediler, hesaplayamadılar... Dolayısıyla şu an için Alevi "örgütleri" güçsüz ve Alevileri kucaklamaktan uzak. Hacıbektaş tartışmaları da bu tablonun derinleşmesine aracılık ediyor.

Hacıbektaş Belediye Başkanlığı açısından yeni bir strateji geliştirilemezse, önümüzdeki yerel seçimler, Aleviler ve Alevi "örgütleri" için çok sancılı bir döneme damga vurabilir.

Neler yapılabilir?

Kuşkusuz, bu yazdıklarımın beyhude olduğunun ve aslında bunları yazarak harcadığım zamanın kendi açımdan değerli olduğunun da idraki icindeyim! Keza, Alevi "örgütlerinin" vazgeçilemezlerinin "bu konularda sağır olduğunun" ve en doğrusunu "her zaman" kendilerinin bildiği hususunun da bilincindeyim! Yine de haddim olmayarak ve "demokratik hakkımı kullanarak" bir kez de ben "siyasete müdahil olayım". Bu bağlamda neler yapılabilir hususunda düşüncelerimi özetle kaydedeyim: 
  1. Hacıbektaş Belediye Başkanlığı için "partilerüstü" bir adayda uzlaşılmalıdır.
  2. Adayı Hacı Bektaş Çelebiler Postnişini ve Dedebaba(lar) desteklemelidir; aday iki tarafa da eşit uzaklıkta ve yakınlıkta olmalıdır.
  3. Belli başlı partilerin Hacıbektaş Belediye Başkanlığı için yerel seçimlerde "aday göstermemeleri" sağlanmalıdır...
  4. İlçedeki Sünni kesimin ve sivil toplum kuruluşlarının da desteği alınmalıdır. 
Önümüzdeki yerel seçimlerin, Hacıbektaş İlçesi'nde Aleviler açısından daha büyük fay hattı oluşturmaması ve yeni ayrışmalara yol açmaması dileğiyle... [İsmail Engin]
 
[15 Şubat 2008]

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder